Yukarıdaki sonsuzluk işaretinin 90° döndürülmüş haline bakarsanız, yeşil çizginin üst kısmı bizim bedenimizin de içinde olduğu 3 boyutlu dünyamız, realitemiz; çizginin altında kalan kısım da tüm yaradılışın, tüm boyutların var olduğu alan.
Biz o boyuttan kopuk değiliz. Tıpkı sonsuzluk işaretinin başlangıcı ve sonu olmadığı gibi hem oradayız hem burada. Dolayısıyla varoluşun tüm bilgisine erişimimiz var. Tüm bilgiye. Yaradılıştan bugüne ve sonsuzluğa kadar tüm bilgiye.
Kullanmayı unutmuşuz, o ayrı.
Dinin dışından baktığımızda, "O Büyük Güç" olarak tabir edebileceğimiz bilinç de, bize şah damarımızdan daha yakın olan, kuantum alanda kalmış olan ve tüm potansiyele, tüm olasılıklara, tüm bilgiye sahip, farklı bir boyutta olduğu için kolayca herkesin algılayamadığı "kendi" parçamız.
Bunları neden söyledim?
Yaptığımız çalışmaların çoğu zaman ve mekan tanımayan, niyetle oluşan çalışmalar. Yani kısacası Kuantum Alanda bilinçle çalışıyoruz. (Ritüeller de enerjiye bilinç yüklemedir mesela.)
Uzaktan size bir enerjinin geldiğini nasıl bileceksiniz?
Telefonda sizi sevdiğini söyleyen, ima eden, hatta sadece sevgi dolu bir harekette bulunan çocuğunuzun, eşinizin, sevgilinizin duyguları size nasıl ulaşıyorsa öyle.
Göremez, ölçemezsiniz ama hisseder ve deneyimlersiniz.
Bu yüzden tüm çalışmalarımda mutlaka bir demo yaparım. Deneyin, siz karar verin diye...
Denemenin bir zararı olur mu?
Sınava girerken anneannenizin size dua etmesinin ne zararı olursa o kadar olur diyelim. Veya maça çıkan birine "İyi şanslar,", yola çıkana "İyi yolculuklar,", hastaya "Acil şifalar," demenin; uğurlu bulduğunuz, öyle kodladığınız bir objeyi yanınızda taşımanızın ne zararı olursa o kadar olur.
Placebo, Nocebo konusunu daha önce de çok sevdiğim akademisyen Sinan Canan hocanın anlatımıyla da paylaşmıştım.
Placebo etkisi aldatmaca değil, yaşamın tam da nasıl işlediğine örnektir aslında.
Bu bilgiler çerçevesinde deneyimlemek isterseniz çalışmalarımın bilgisi de şu sayfada mevcut.
21 Günlük Video Programımın ilk gününde 8.28- 13.20 dakikaları arasında Kuantum Alanı pratik hayata benzeterek anlatmıştım. Gözatmak isterseniz, onun linki de aşağıda:
Kuantum Alan zamandan, mekandan bağımsız olarak her şeyin, tüm potansiyelin var olduğu - o yer de diyemeyeceğim, çünkü yer de yok - o bilinç. Yani sonsuzluk.
Biz de bu sonsuzluğun içinde, yoğunlaştığımız için madde gibi algılanan, enerjileriz.
Meşhur sorudur. Ormanda bir ağaç devrildiğinde, orada kimse yoksa, yine de ses çıkar mı?
Kuantum Fiziğin Çift Yarık Deneyi'ni daha önce paylaşmıştım. Görmek isterseniz, linkini tekrar koydum.
Dalgalar gözlem altında (biri baktığında, bir şahit olduğunda, bilinç ve niyet işe karıştığında, nasıl ifade etmek isterseniz) partikül halini alıyor, vücut buluyor. Halbuki kimse bakmazken sayısız potansiyel mevcut. (Access'teki "Sonsuz Olasılıklarım Nelerdir?" sorusu da bu alana hitap eder.)
Dolayısıyla, o ses dalgalarını algılayacak bir alıcı (kulak, beyin) yoksa, o ses çıkmıyor, duyulmuyor! Sesler gibi renkler de öyle. Ve mantık çerçevesinde anlamak zor olsa da, her şey!
Tıpkı her yanımızda sayısız radyo ve tv vericisinden, platformundan yayılmış dalgalar olmasına rağmen Digiturk, D-Smart, Netflix programlarını, onlara ait alıcımız yoksa izleyemediğimiz, algılayamadığımız gibi.
Deneyimlerimizi, bilinçli veya bilinçsiz, kendimizin seçtiğimizi, içinde olduğumuz her duygu halinin bir frekansı olduğunu (neşe, şükran, sevgi en yüksek frekanslarlı olanlar) ve frekansların da bilgi taşıdığını söyleyerek bitireyim. Detayını ve nasılını arzu edenlerinizle uzun uzun konuşuruz.
Seçimlerimizin hep güzelliklere çıkmasını dilerim.
No comments:
Post a Comment